Bambaşka bir blog yazısı için araştırma yapmaya başlamıştım aslında. İngilizce kaynaklar arasında dolaşırken türkler ile iş yaparken dikkat edilmesi gerekenler, türklerde iş kültürü gibi birkaç farklı blog yazısına denk geldim.
Farklı kültürlere ait alışkanlıkları öğrenmek her zaman keyifli ama kendi kültürünüz hakkında başkalarının değerlendirmelerini okumak çokça sükunet gerektiriyor; özellikle bizim gibi eleştiriye kapalı toplumda büyüyenlerde.
Türkler ile işbirliği yaparken dikkat edilmesi gerekenleri okurken aslında uluslararası iş yaparken çıkartmamız gereken dersleri kendim için not aldım.
Türkiye’de olup yabancı pazarlara açılma hazırlığı yapan, yabancı yatırımcı arayan, uluslararası alanda işbirliği peşinde koşan startupçıların işine yaramasını umarım.
Okuduklarım aslında gün içerisinde hepimizin kendimizle, içinde bulunduğumuz düzenle ve alışkanlıklarımız ile ilgili dalga geçtiğimiz, çoğu zaman esprisini yaptığımız konular.
5 başlık altında tüm yazılanları toparlamaya çalıştım.
- Unvan ve Hiyerarşi
Birçok yazıda Türklerin şirket yapılarının hiyerarşiye dayandığı belirtilmiş. Yani ‘müdürünü çağır bana’, ‘yetkili kişi ile görüşmek istiyorum’ cümlelerimiz farklı coğrafyalara kadar yayılmış.
Kartvizitlerde özellikle belli mesleklere ait unvanlarınız varsa bunları yazmanız işinize yarar şeklinde tüyolar verilmiş. Özellikle akademik bir unvanınız varsa yaşadınız! Kartvizitlere verdiğimiz önem dolayısıyla toplantıya katıldığınızda kartvizit uzatılırsa, kartvizite bakın ve unvanı okuyun hatta saygı belirtisi olarak da bey/hanımı ekleyin demişler. ‘Yüksek mühendis Mehmet Bey tanıştığımıza memnun oldum’ derse görüştüğünüz Peter şaşırmayın. Bu yazıları okuması aslında işi ne kadar ciddiye aldığını ve bu tüyoları okuduğunu gösteriyor.
Yurtdışında yaşı, konumu veya yakınlık derecesi fark etmeksizin isim ile hitap etmek oldukça yaygın ancak bizim coğrafyada işin içinden çıkılmaz tartışmalara neden olabiliyor. Bizim bununla ilgili daha önce yaşadığımız bir uç örneği Ceyda bir blog yazısıyla anlatmıştı.
Büyük şirketlerin dahi aile şirketi olabileceği, unvanı yüksek kişilerin karar alabildiği, alt kademede yer alanların genellikle karar alma sürecine katkısı olmadığı yazılarda çok kibarca anlatılmaya çalışılmış. Bu arada aklıma geldi bir startuptan şu an ödeme bekliyorsanız belki CEO’nun masasının üstünde imza aşamasındadır. Malum Türkiye’de çoğu holding görünümlü startupta daha önce yazılı veya sözlü anlaşma yapmış olsanız bile ödemenin bir CEO onayından geçmesi gerekiyor olabilir. CEO o gün işe gitmediyse veya yurtdışında bir işbirliği peşindeyse sizi de atlılar kovalamıyor ya, azıcık beklersiniz.
Pazarlığın son aşamalarından sonra yetkililere ulaşılabileceği ile ilgili de ufak bir bilgilendirme yapılmış. Karar almanın normalden daha uzun sürebildiği, sabırlı olunması gerektiği vurgulanmış.
- Toplantı Zamanlaması
Bazı kaynaklarda türklerin toplantı saatlerine çok önem verdiği yazıyor. Ancak bazı kaynaklarda zamanlamaya önem veren türkler, toplantıya zamanında gelmeyebilir ama toplantıya davetli olan tarafın zamanında gelmesine önem verirler, çoğu zaman trafik geç kalma bahaneleri arasında geçebilir demişler. E tabi 15 milyonun yaşadığı bir İstanbul’da Asya yakasından Avrupa yakasına geçmeye çalışsınlar da bakalım bir de onları görelim. Şşşt sözüm seni bağlamıyor görüşmeye zamanında gelmiş kişiyi saatlerce bekleme odasında bekleten müdürüm, senin de hakkın değil mi sıcak bir çay içmek canın istediğinde.
- Toplantı İçeriği
Bu konuyla ilgili uyarıları okumak oldukça eğlenceliydi. Türkler ile ilk toplantınızda genellikle iş ile ilgili konuların konuşulmadığını görebilirsiniz, özellikle şahsi, ailenizle ilgili özel sorular sorabilirler diye uyarmışlar. Tabi bilmiyorlar ki çömez görüşmecilerimiz iş görüşmesinde ‘çocuk yapmayı düşünüyor musunuz?’ diye bile sorabiliyor. Buarada çoğu ülkede değil çocuk yapma planını, görüşme yaptığınız kişiye yaşını sormanız bile şirketinizin ‘ayrımcılık yapma’ konusunda bir dava ile karşılaşmasına neden olabilir.
Türkler uzun vadeli işbirliği yapmayı severler, bu yüzden mümkün olduğunca şeffaf olmaya çalışın, karşı taraf bir şeyleri gizliyor gibi hissederlerse iş yapmak istemezler diye de uyarmışlar.
Toplantılarda sadece iş ile ilgili konuşmayı beklemeyin, ufak sohbetlere de hazır olun demişler. Bir de toplantıda işbirliğinin getireceği finansalların yanında güç, saygı bunlarla ilgili getirilerden bahsedilmeli denmiş. Yerinde bir öneri gibi.
- Toplantı Süresi
Toplantılar zamanında başlayabilir ama zamanında bitmesi genellikle az rastlanır bir durumdur denmiş. Türkler aynı anda birden fazla işi yapmaya alışık oldukları için toplantı ara ara kesilebilir, araya başka işler girebilir demişler. Gerçekten cam toplantı odalarında açık açık toplantı yapıldığını gördüğü halde, toplantıyı özür dilemeden kesip kendi yaptığı iş bir an önce sonuçlansın diye soru soranlara seslenmek lazım. ‘5 dakika bekleyebilir misin?’
- Zaman Yönetimi
Sanıyorum son 4 senedir özellikle Almanya, Hollanda, Bulgaristan, Dubai, Amerika ve İspanya ülkelerinde bulunan şirketlere işe alım konusunda danışmanlık veriyoruz. Malum networkumuz de Türkiye’de yoğun olduğu için işe alım için yönlendirdiğimiz ve yabancı ülkelerde bulunan şirketler olsun, yurtdışında faaliyet gösteren Türk şirketler olsun yoğun olarak Türkleri işe almayı istiyor. Aslında yazmaya başlarken blog konum bu alandaydı. Neden bu şirketler Türkleri işe almayı tercih ediyor, özellikle yazılım, sistem ve teknik proje yönetimi alanlarında. Cevap çok net: Türkler çalışkan. İş yapmak, üretmek türklerin DNA’sında var. Ancak eksik olduğumuz kısım plan yapmak gibi görünüyor. Pratik çözümler üretmeye ayarlanmış bünyemiz bir de plan, program, uzun vadeli hedefler doğrultusunda hareket etmeye uyabilse…
Neyse rastladığım kaynaklara dönecek olursak; türklerin zaman yönetimi konusunda sıkıştırılmaktan hoşlanmadığını, eğer zaman ile ilgili baskı yaparsanız işbirliğinin başlamadan bitebilme riskinin olduğunu vurgulamış. Sektörde olanlardan, bu eleştiriye itirazı olan varsa hemen şimdi konuşsun…
Son olarak katılmadığım bir uyarı olarak stres altında türklerin çalışmalarının sonuç vermeyeceği hakkında bir uyarı okudum. Kuzum sen ülkenin gündemine hiç göz attın mı?
Benim rastladığım kaynakları aşağıda paylaşıyorum. Sizin de bu konuyla ilgili rastladığınız siteler olursa yorumlara beklerim.
Things You Should Know about Turks
Yeni bir işe girişmek için kolları sıvadıysanız Richard Branson’ı dinlemenizi tavsiye ederim. Ne de güzel söylemiş ‘Screw it, Let’s Do It!‘
Recep Sarıman
12 Ocak 2019Thank you
Senem
14 Ocak 2019You’re welcome! 🙂
Mert
2 Mart 2019Gerçekten eğlenerek okudum. Bilgilendirici ve çarpıcı bir içerik olmuş.
AYŞEN ÖZDEMİR
9 Ağustos 2019Senem merhabalar.Benim öğretmenlikten emekli olduktan sonra açtığım doğal ve çevre dostu ürünler satmaya başladığım bir e-ticaret sitem var.ECAA ile Ingiltereye gelmek istiyorum.İs planımı şekillendirme konusunda sıkıntı yaşıyorum. Verdiginiz danışmanlık hakkında biraz detaylı bilgi verirsen sevinirim